Yeni rüzgar ve güneş santralleri ithal kömürden ucuz

Kömür fiyatları artarken, temiz enerji teknolojilerinin maliyeti düşüyor. Öyle ki artık Türkiye’de yeni bir rüzgar veya güneş enerjisi santrali kurarak elektrik üretmek en verimli ithal kömür santraliyle bile elektrik üretmekten daha ucuz hale geldi.

Ufuk Alparslan

Ufuk Alparslan

Regional Lead (Turkey, Ukraine & the Western Balkans)

28 September 2021 | 7 dakika okuma süresi

Mevcut diller  English

Önemli Noktalar

-%50


Son beş yılda güneş enerjisindeki maliyet düşüşü

-%32


Son on yılda rüzgar enerjisindeki maliyet düşüşü

+%200


Son bir yılda taş kömürü fiyatlarındaki artış

Hakkında

Ember’in bu analizi, Türkiye’de farklı verimlilik değerlerine sahip ithal taş kömürü kullanan santrallerin değişken elektrik üretimi maliyetleri ile yeni bir rüzgar veya güneş santralinin yaşam boyu birim elektrik üretimi başına maliyetini karşılaştırmaktadır.

Yönetici özeti

Başlıca bulgular

  • 01


    Kömür fiyatları yükselişte

    Uluslararası piyasalarda taş kömürü fiyatları, bir yıl öncesine göre 3 kattan fazla arttı. Kömür fiyatları yalnızca son dört ayda iki katına çıkarak son on yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Bu durum, Türkiye’ye çoğunlukla Kolombiya’dan ithal edilen kömürün fiyatını da etkiledi.

  • 02


    Rüzgar ve güneş maliyetleri düşüşte

    Türkiye’de beş yıl öncesine kıyasla, yeni bir rüzgar enerjisi santrali kurulumu maliyeti %32, yeni güneş enerjisi santrali kurulumu maliyeti ise %50 azaldı. Böylece Türkiye’de yeni rüzgar ve güneş santrallerinden elektrik üretmenin maliyeti, ithal kömürle çalışan mevcut termik santrallerdeki üretim maliyetlerinden, karbon fiyatlandırması olmadığında bile daha düşük hale geldi.

  • 03


    Türkiye milyarlarca dolar kömür ithal ediyor

    Türkiye’de ithal kömürle çalışan santrallerin kurulu gücü 9 GW ile ülkedeki toplam kömür kurulu gücünün %45’ine karşılık geliyor. Mevcut kömür fiyatları dikkate alındığında, eğer ithal kömür santralleri yüksek kapasitede çalışmaya devam ederse kömür ithalatı maliyeti 2021 yılında yaklaşık 5 milyar ABD dolarına ulaşarak yeni bir rekor kırabilir ve bunun 3 milyar dolarlık kısmının elektrik üretimi için harcanacağı tahmin ediliyor. Türkiye daha az maliyetli yeşil enerji alternatiflerine yönelerek, milyarlarca dolarlık kömür ithalatını ve maruz kalacağı potansiyel sınırda karbon vergilerini büyük ölçüde düşürebilir.

Geçmişten Bugüne Maliyetler

Rüzgar ve güneş santrali maliyetleri hızla azalırken kömür hızla pahalanıyor

Rüzgar ve güneş enerjisi maliyetleri düşüşte


Rüzgâr ve güneş her geçen yıl daha rekabetçi hale geliyor. Yeni rüzgâr ve güneş santrali kurmanın maliyeti, son on yılda Türkiye de dahil olmak üzere tüm dünyada büyük ölçüde azaldı. Türkiye’de rüzgârın seviyelendirilmiş elektrik maliyeti (LCOE) son on yılda %64 azalırken, son beş yıldaki düşüş %32 seviyesindeydi. Benzer şekilde, büyük ölçekli güneş santrallerinin LCOE’si 2016’ya göre %50 daha düşük.

Taş kömürü fiyatları son on yılın en yüksek seviyesine çıktı


Rüzgâr ve güneş ucuzlarken, uluslararası taş kömürü fiyatları hızla yükseliyor. Öyle ki, benzeri görülmemiş bir biçimde fiyatlar dört aydan kısa bir süre içinde iki kat artarak  son on yılın en yüksek seviyesine çıktı. Bu durum, Türkiye’ye çoğunlukla Kolombiya’dan ithal edilen kömürün fiyatını da etkiledi.

Türkiye her yıl kömür ithalatına milyarlarca dolar harcıyor


Türkiye’de ithal kömürle çalışan termik santrallerin kurulu gücü 9 GW ile ülkedeki toplam kömür enerjisi kapasitesinin %45’ini oluşturuyor. Ancak Türkiye’nin ithal kömüre bağımlılığı nispeten yeni. 2010 yılında elektrik enerjisinin sadece %7’si ithal kömürden üretilirken; o dönemden bugüne elektrik talebindeki %50 artışın büyük kısmı, 2020’de elektrik üretimindeki payı %21’ye yükselen ithal kömür ile karşılandı. Ancak ithal kömüre bel bağlamanın bir bedeli de oldu. Kömür fiyatı 2018’de bundan bir önceki zirve seviyesine ulaştığında, kömür ithalatı yıllık 4,7 milyar dolara çıkmıştı ve bunun yaklaşık 2,85 milyar ABD dolarlık kısmının elektrik üretimi için ithal edilen kömüre harcandığı tahmin ediliyor. Bu durum 2014-2018 arasında yedi kattan fazla bir artış anlamına geliyor, öyle ki 2014’te elektrik üretimi için ithal edilen kömürün tahmini maliyeti 400 milyon ABD dolarıydı. Türkiye’de, 2021’in ilk yarısında kömür santrallerine 9,5 milyon ton taş kömürü teslim edildi, bu miktar 2018’in aynı dönemindeki değerlere yakın. Mevcut kömür fiyatları dikkate alındığında, eğer ithal kömür santralleri yüksek kapasitede çalışmaya devam ederse kömür ithalatı maliyeti 2021 yılında yaklaşık 5 milyar ABD dolarına ulaşarak yeni bir rekor kırabilir ve bunun 3 milyar dolarlık kısmının elektrik üretimi için harcanacağı tahmin ediliyor.

Maliyetlerde Dönüm Noktası

Rüzgar ve güneş ithal kömürden ucuz hale geldi

Yeni bir rüzgar veya güneş santrali ile elektrik üretmek, mevcut ithal kömür santrallerinden artık daha ucuz


Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından yürütülen 2020 Yenilenebilir Enerji Üretim Maliyetleri çalışmasına göre, Türkiye’de rüzgârdan elde edilen elektriğin seviyelendirilmiş maliyeti 40,8 USD/MWh, güneşten elde edilen elektriğin seviyelendirilmiş maliyeti ise 51,9 USD/MWh. Kıyaslama yapmak açısından, ithal kömür ile elektrik üretiminin maliyeti, sonraki aya ait en son kömür vadeli işlemler piyasası fiyatı (179 USD/ton) ve ülkedeki  ithal kömür santrali verimlilik seviyeleri (%37 ila %47) dikkate alındığında MWh başına 62 ila 77 dolara ulaştığı hesaplanmaktadır. Diğer bir deyişle, ithal kömürle çalışan termik santraller için ortalama marjinal maliyet MWh başına 73 dolara ulaşmıştır. Son çeyreğe (2021’in 4. çeyreği) ait vadeli işlem fiyatları da benzer sonuçlara işaret etmektedir. Bu nedenle, karbon fiyatlandırması olmadan bile, yeni rüzgâr ve güneş enerjisinin MWh başına üretim maliyetlerinin, mevcut ithal kömür santrallerinin kısa vadeli marjinal maliyetlerinden önemli ölçüde daha düşük olduğu ortaya çıkıyor. Özetle, yeni yapılacak rüzgâr ve güneş santralleri ile elektrik üretmek, mevcut ithal kömür santralleri ile üretmekten daha ucuz.

Son düzenlenen güneş enerjisi ihalesinde rekor seviyede düşük fiyatlar


Piyasalar, güneş enerjisinin önümüzdeki birkaç yıl içinde daha da ucuzlamasını bekliyor. Türkiye’de bu yılın Nisan-Mayıs ayları arasında yapılan toplam 1 GW’lık son güneş enerjisi ihalelerinde (YEKA GES-3) fiyatlar, kurulu gücü 10-20 MW arasında değişen güneş santralleri için MWh başına 21,5-37,9 dolar arasında gerçekleşti. Projelerin 2024 yılına kadar tamamlanması bekleniyor. Bu projelerin MWh başına 25 dolarlık ağırlıklı ortalama maliyeti, 2024 yılı için ithal kömürden elektrik üretimine ilişkin marjinal maliyetlerin bile sadece %60’ına karşılık geliyor (2024 kömür vadeli işlem fiyatları ile hesaplanmıştır). 2024 kömür fiyatlarıyla hesaplanan en verimli ithal kömür santralinin MWh başına 35.7 dolarlık marjinal maliyeti bile, en son güneş ihalesinde ortaya çıkan MWh başına 25 dolarlık ağırlıklı ortalama fiyatının çok üzerinde kalıyor. Başka bir deyişle, önümüzdeki yıllarda yeni yapılacak bir güneş santralinden elektrik üretmenin maliyetinin, ithal kömür santrali ile elektrik üretmekten bugünkünden bile daha ucuz olması beklenmektedir.

Sonuç

En kolay hedef ithal kömüre veda etmek

Türkiye’nin enerji dönüşümünde hem maliyeti, hem her yıl milyarlarca dolar ithalata yol açması, hem de en kirletici elektrik üretim kaynağı olması nedeniyle en kolay geride bırakacağı engel ithal kömürdür. Güneş enerjisi ithal kömürün yerini alabilir, ancak birtakım engellerin kaldırılması gerekmektedir.

Güneş enerjisinin önündeki engeller


Yenilenebilir enerji destekleme mekanizması (YEKDEM) yoluyla yenilenebilir enerjiye verilen destek, Türkiye’de son yıllarda enerji dönüşümünü hızlandırmaya yardımcı oldu. Bununla birlikte, ABD doları cinsinden alım garantisi sağlayan teşviklerin sona ermesinin ardından, özellikle güneş enerjisi olmak üzere, yenilenebilir enerji artık ihalelerle yoluna devam etmektedir. Güneş enerjisi ihalelerinde ortaya çıkan en son fiyatlar, pazarın büyümek için cömert teşviklere bile ihtiyaç duymadığını kanıtladı. Öte yandan, Türkiye’de güneş enerjisi kapasitesindeki hızlı artışın arkasında, büyük ölçekli santraller değil, öztüketim amacıyla kurulan nispeten küçük ölçekli lisanssız projeler yatıyor.

Mayıs 2021 itibarıyla Türkiye’deki toplam güneş enerjisi kurulu gücünün %91’i lisanssız projelerden oluşmaktadır. İhalelerde yatırım iştahı çok yüksek görünse de, büyük kapasiteli projelerin bu yükselişin dışında kalması, büyük ölçekli güneş enerjisi santrali yatırımlarının önündeki olası engellere işaret ediyor. TEİAŞ’ın lisanslı güneş enerjisi santralleri için yeni trafo kapasitesi sağlamaması nedeniyle yalnızca güneş ihalelerine bağımlı kalınması, güneş enerjisi ihalelerindeki kısıtlamalar ve her yıl yatırım iştahına kıyasla çok daha düşük kapasitelerin ihale edilmesi, büyük tüketicilerin yenilenebilir enerji tedariki anlaşmaları yapamamaları gibi engeller bulunmaktadır. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelini gerçekleştirebilmesi için güneş santrallerinin önündeki bu tür engellerin kaldırılması gerekmektedir.

Kazan-Kazan-Kazan


Daha düşük ithalat faturası, daha düşük emisyon, daha düşük sınırda karbon vergisi

Türkiye’nin, elektrik üretiminde ithal fosil kaynaklardan yerli alternatiflere geçmesinin çok yönlü faydaları olacaktır. Böyle bir dönüşüm, sadece ithalat faturalarını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda elektrik üretiminin karbon yoğunluğunu da azaltır. AB’nin Türkiye’den ithal ettiği mallardan kaynaklanan, dolaylı emisyonları da kapsayan bir sınırda karbon vergisinin uygulaması, 2030 yılına kadar Türkiye’nin GSYİH’sının %2,7 ila 3,6’sı kadar ekonomik kayba neden olacağı hesaplanmaktadır. İthal kömürden rüzgâr ve güneşe geçiş, ekonomik açıdan daha elverişli olmasının ve büyük miktarda paranın Türkiye’de kalmasını sağlayacak olmasının yanı sıra, hava kirliliğini de azaltacaktır. Türkiye’de ithal kömürle çalışan bazı santraller, çok eski olmamalarına rağmen Avrupa’daki tüm kömür santralleri arasında hava kirliliği açısından üst sıralarda yer almaktadır.

İthal kömürden rüzgâr ve güneşe geçiş, Türkiye’nin elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasına dayanan ulusal enerji stratejisine de uygundur. YEKDEM garantisinin, son zamanlarda enerji dönüşümünü hızlandırdığı bir gerçek, öyle ki rüzgâr ve güneşin elektrik üretimindeki payı %13’e ulaştı. Ancak, şimdi Türkiye, son yıllardaki kadar cömert yenilenebilir enerji teşviklerinin sağlanmayacağı yeni bir döneme giriyor. Bu yeni dönemin kaderi, Türkiye’nin ithalat faturasını azaltma konusundaki kararlılığına da bağlı olacak.