Küresel Elektrik Görünümü 2024

Güneş ve rüzgardan elektrik üretimdeki artışın etkisiyle küresel elektriğin %30'u yenilenebilir enerjiden üretilerek bir rekor kaydedildi. 2023 yılının elektrik sektöründe emisyonların zirveyi gördüğü bir dönüm noktası olması muhtemel.

Malgorzata Wiatros-Motyka

Senior Electricity Analyst

Ember

Dave Jones

Global Insights Programme Director

Ember

Nicolas Fulghum

Data Analyst

17 Nisan 2024| 8 dakika okuma süresi

Mevcut diller  简体中文 English Español

Yönetici özeti

Elektrik üretiminde yenilenebilirin ulaştığı rekor oran, dünyayı fosil kaynaklı elektrik üretiminin düştüğü yeni bir çağa doğru sevk ediyor

Güneş ve rüzgardan elektrik üretimindeki artışın etkisiyle küresel elektriğin %30’u yenilenebilir enerjiden üretilerek bir rekor kaydedildi. 2023 yılında rekor sayıda güneş ve rüzgar enerji sisteminin inşa edilmesiyle fosil yakıt kaynaklı elektrik üretiminin azaldığı yeni bir çağ çok yakında başlayacak. 2023 yılının elektrik sektöründe emisyonların zirveyi gördüğü bir dönüm noktası olması muhtemel.

Güneş ve rüzgarın öncülük ettiği yenilenebilir enerji devrimi rekorlar kırıyor ve daha da temiz elektrik üretimini teşvik ediyor. Dünya şimdi; güneş ve rüzgarın emisyon artışını yavaşlatmasının yanı sıra aslında fosil yakıtlardan elektrik üretiminin azalmaya başladığı bir dönüm noktasında. 

2023 yılında temiz enerjideki kapasite artışı küresel elektrik sektörü emisyonlarında düşüş sağlamaya yeterli olabilirdi. Ancak, kuraklık beş yılın en düşük hidroelektrik üretimine neden oldu ve bu da büyük oranda kömürle kapatılan bir açığa yol açtı. Bununla birlikte en son tahminler, 2024’te fosil yakıtlardan elektrik üretiminin düşmeye başlayacağına ve 2023’ün elektrik sektörü emisyonlarında muhtemelen zirvenin görüldüğü bir yıl olacağına dair güven veriyor. 

  • 01


    Yenilenebilir enerji ilk kez küresel elektriğinin %30'unu sağladı

    Güneş ve rüzgardan elde edilen elektrik üretimindeki artış, 2023’ün dünyada yenilenebilir elektriğin ilk kez %30’u aştığı bir yıl olmasını sağladı. Güneş ve rüzgar enerjisinden elde edilen elektriğin oranının 2000 yılındaki %0,2’den 2023 yılında rekor bir seviye olan %13,4’e çıkmasının etkisiyle yenilenebilir enerjinin küresel elektrik üretimindeki payı artarak %19’dan bu değere ulaştı. Çin 2023’te bu sonuca esas katkı sağlayan ülke oldu ve küresel düzeyde ilave güneşten elektrik üretiminin %51’ini, rüzgardan yeni elektrik üretiminin %60’ını karşıladı. Nükleer ile birlikte 2023 yılında dünya, elektriğinin neredeyse %40’ını düşük karbonlu kaynaklardan üretti. Bunun sonucunda küresel elektrik üretiminin CO2 yoğunluğu, yeniden rekor seviyede düşerek 2007’deki zirve değerinden %12 daha düşük bir noktaya ulaştı.

  • 02


    Güneş 2023'te elektrik üretimindeki artışın ana kaynağı oldu

    Güneş, enerji devrimine öncülük ediyor. Aralıksız on dokuz yıldır en hızlı büyüyen elektrik üretim kaynağı olan güneş, rüzgarı geçerek üst üste ikinci yıldır en büyük yeni elektrik kaynağı haline geldi. Öyle ki güneş enerjisi 2023 yılında kömürden iki kat daha fazla yeni elektrik üretimi sağladı. 2023’ün en sonunda kurulumlarda yaşanan rekor sıçrama, 2024’ün güneşten elektrik üretiminde daha da büyük bir artışa aday olduğunu gösteriyor.

  • 03


    Hidroelektrik üretiminde görülen beş yılın en düşük rakamları, 2023'te emisyonların düşmesine engel oldu

    Kuraklık koşulları nedeniyle hidroelektrik üretimi rekor düşüş yaşayarak son beş yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. Normal koşullarda 2023’te eklenen temiz enerji kapasitesi, fosil yakıtlardan elektrik üretiminde %1,1’lik düşüş sağlamaya yeterli olacaktı. Ancak hidroelektrik üretimindeki açık, kömürden elektrik üretiminde artış yapılarak kapatıldı. Bu da küresel elektrik sektörü emisyonlarında %1 artışa neden oldu. 2023’te kömürden elektrik üretimindeki artışın %95’i, kuraklıktan ciddi biçimde etkilenen Çin, Hindistan, Vietnam ve Meksika’da meydana geldi.

  • 04


    Talep artışı 2023'te yavaşlasa da gelecekte hızlanması bekleniyor

    Küresel elektrik talebi 2023’te 627 TWh artışla rekor düzeye çıktı. Bu artış Kanada’nın tüm talebine (+607 TWh) yakın. Bununla birlikte %2,2’lik 2023 yılı artışı, özellikle ABD (-%1,4) ve AB (-%3,4) olmak üzere OECD ülkelerinde talepte görülen bariz düşük seviyeler nedeniyle son yılların ortalamasının altında kaldı. Buna karşın Çin’deki hızlı talep artışı (+%6,9) 2023’teki toplam küresel artışa denk geldi. 2023’te elektrik talebindeki artışın yarısından fazlası beş teknolojiden kaynaklandı: elektrikli araçlar, ısı pompaları, elektrolizörler, klimalar ve veri merkezleri. Bu teknolojilerin yayılması, elektrik talebindeki artışı hızlandıracak, ancak elektrifikasyon fosil yakıtlardan çok daha verimli olduğundan toplam enerji talebi düşecek.

  • 05


    Elektrik sektörü emisyonlarında düşüşü içeren yeni bir çağ başlamak üzere

    Ember, fosil yakıtlardan elektrik üretiminin 2024’te bir miktar düşeceğini, takip eden yıllarda daha fazla düşüşlerin yolunu açacağını tahmin ediyor. 2024’teki talep artışının, 2023’ten daha fazla olması bekleniyor (+968 TWh) ancak temiz elektrik üretimi artışının daha da fazla olacağı (+1300 TWh), bunun da küresel fosil yakıtlardan elektrik üretiminde %2 düşüş (-333 TWh) sağlayacağı tahmin ediliyor. Güneş ve rüzgarın öncülük ettiği temiz elektrik üretimindeki artış daha şimdiden, fosil yakıt üretim artışının son on yılda neredeyse üçte iki oranında yavaşlamasına yardımcı oldu. Dolayısıyla dünya ekonomilerinin yarısı için, fosil yakıtlardan elektrik üretimde tepe noktasının görülmesinin üzerinden en az beş yıl geçti. Toplu olarak, elektrik sektörü emisyonlarında zirveyi 2007’de gören ve o tarihten bu yana %28 düşüşe şahitlik eden OECD ülkeleri bu konuda öncülük ediyor.

Önümüzdeki on yılda enerji dönüşümü yeni bir safhaya girecek. Artık kaçınılmaz olan küresel düzeyde elektrik sektöründe fosil yakıt kullanımındaki kalıcı düşüş, sektör emisyonlarında gerilemeye yol açacak. Güneş ve rüzgarın öncülük ettiği temiz elektrik üretimi ilavelerinin, önümüzdeki on yılda talep artışını geride bırakması öngörülmekte olup elektrifikasyon ve diğer gelişen teknolojilerin artan ihtiyaçlarını karşılamak için talep hızlansa bile fosil yakıt kullanımda ve dolayısıyla emisyonlarda makul düşüşler sağlanacak. 

Elektrik sektörünün 2035’e kadar OECD ülkelerinde ve 2045’e kadar dünyanın geri kalanında karbondan arındırılacağı hedeflenen ilk sektör olması gerektiğini belirten birçok analiz bulgusu göz önüne alındığında, uluslararası iklim değişikliği hedeflerine ulaşma amacı için bu husus kritik önemde. Enerji ile ilgili karbondioksit emisyonlarının üçte birinden daha fazlasını üreten sektör, halihazırda tüm sektörler arasında en yüksek emisyon kaynağı. Şu anda araba ve otobüs motorlarında, kombilerde, fırınlarda ve diğer uygulamalarda yakılan fosil yakıtın yerini alacak olan temiz elektrik, ulaşım, ısıtma ve sanayinin büyük bir kısmının karbondan arındırılmasında da kilit durumda. Rüzgar, güneş ve diğer temiz enerji formlarının destek olduğu temiz elektrikli ekonomiye hızlı geçiş; ekonomik büyüme, istihdam, hava kalitesi ve enerji bağımsızlığı gibi alanlarda da avantajlara kapı aralayacak. 

Emisyonlardaki düşüş hızını, temiz elektrik üretim tesislerinin inşasının devam etme hızı belirleyecek. Gerekli olan azmin ölçeği konusunda küresel bir fikir birliği söz konusu. Aralık’ta yapılan BM COP28 iklim değişikliği konferansında dünya liderleri, 2030’a kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkarma konusunda tarihi bir uzlaşmaya vardı. Hedef, 2030’a kadar dünyanın %60 yenilenebilir elektrik payına ulaştığını görmek. Bu da elektrik sektörü emisyonlarını neredeyse yarıya düşürecek ve dünyayı, 1,5C iklim hedefiyle uyumlu bir yola sokacak. COP28’de liderler, 2030’a kadar yıllık enerji verimliliği iyileştirmelerini ikiye katlama konusunda anlaşmaya vardı. Bu da elektrifikasyonun tüm potansiyelinden yararlanmak ve elektrik talebinde kontrolsüz artışı engellemek için hayati önem taşıyor.

Ülkeler; politikalarda yüksek düzeyde azim, teşvik mekanizmaları ve esneklik çözümleri gibi güneş ve rüzgardaki hızlı büyümeyi harekete geçiren kilit kolaylaştırıcıları halihazırda sergiliyor. Raporda; çok farklı başlama noktalarına rağmen söz konusu yaklaşımların birlikte, elektrik sistemlerini hızla dönüştürmeyi sağladığını ve temiz, elektrikli bir ekonomiye zemin hazırladığı gösteren Çin, Brezilya ve Hollanda olmak üzere üç ülke öne çıkarılıyor. 

Türkiye muazzam hidroelektrik kaynakları sayesinde yenilenebilir enerji devriminde diğer pek çok ülkeye göre avantajlı başladı. Ancak hidroelektrik kuraklığa karşı hassas. Özellikle çatı ve yüzer GES olmak üzere diğer potansiyelimizi de kullanmak, hidroelektrik üretimindeki değişkenliğe karşı ülkemizin korunmasını sağlayarak enerji güvenliğimizi artıracaktır.

Ufuk Alparslan Ember Türkiye Lideri

Yenilenebilir enerji geleceği geldi. Özellikle güneş, herkesin mümkün olduğunu düşündüğünden daha hızlı bir şekilde ivme kazanıyor. Elektrik sektörü emisyonlarındaki düşüş artık kaçınılmaz. 2023 yılı muhtemelen, enerji tarihindeki büyük bir dönüm noktası, yani elektrik sektöründe emisyonların tepe noktasını gördüğü bir yıldı. Ama emisyonların düşüş hızı, yenilenebilir enerji devriminin ne kadar hızlı sürdüğüne bağlı. Güzel haber şu ki, ülkelerin güneş ve rüzgarın tüm potansiyelinden faydalanmalarına yardımcı olacak kilit kolaylaştırıcıların neler olduğunu zaten biliyoruz. Temiz enerjinin geleceğinde ön saflarda olmayı tercih eden ülkeler için benzeri görülmemiş bir fırsat var. Temiz elektriğin artması sadece elektrik sektörünü karbondan arındırmaya yardımcı olmakla kalmıyor aynı zamanda tüm ekonomiye elektrik sağlamak için gereken arzı artırıyor. Bu da iklim için gerçek bir devrim.

Dave Jones Küresel Program Direktörü, Ember