
Breadcrumbs
Yeni rüzgar ve güneş santralleri ithal kömürden ucuz
Kömür fiyatları artarken, temiz enerji teknolojilerinin maliyeti düşüyor. Öyle ki artık Türkiye’de yeni bir rüzgar veya güneş enerjisi santrali kurarak elektrik üretmek en verimli ithal kömür santraliyle bile elektrik üretmekten daha ucuz hale geldi.
Mevcut diller English
Önemli Noktalar
-%50
Son beş yılda güneş enerjisindeki maliyet düşüşü
-%32
Son on yılda rüzgar enerjisindeki maliyet düşüşü
+%200
Son bir yılda taş kömürü fiyatlarındaki artış
Hakkında
Ember’in bu analizi, Türkiye’de farklı verimlilik değerlerine sahip ithal taş kömürü kullanan santrallerin değişken elektrik üretimi maliyetleri ile yeni bir rüzgar veya güneş santralinin yaşam boyu birim elektrik üretimi başına maliyetini karşılaştırmaktadır.
Yönetici özeti
Başlıca bulgular
-
01
Kömür fiyatları yükselişte
Uluslararası piyasalarda taş kömürü fiyatları, bir yıl öncesine göre 3 kattan fazla arttı. Kömür fiyatları yalnızca son dört ayda iki katına çıkarak son on yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Bu durum, Türkiye’ye çoğunlukla Kolombiya’dan ithal edilen kömürün fiyatını da etkiledi.
-
02
Rüzgar ve güneş maliyetleri düşüşte
Türkiye’de beş yıl öncesine kıyasla, yeni bir rüzgar enerjisi santrali kurulumu maliyeti %32, yeni güneş enerjisi santrali kurulumu maliyeti ise %50 azaldı. Böylece Türkiye’de yeni rüzgar ve güneş santrallerinden elektrik üretmenin maliyeti, ithal kömürle çalışan mevcut termik santrallerdeki üretim maliyetlerinden, karbon fiyatlandırması olmadığında bile daha düşük hale geldi.
-
03
Türkiye milyarlarca dolar kömür ithal ediyor
Türkiye’de ithal kömürle çalışan santrallerin kurulu gücü 9 GW ile ülkedeki toplam kömür kurulu gücünün %45’ine karşılık geliyor. Mevcut kömür fiyatları dikkate alındığında, eğer ithal kömür santralleri yüksek kapasitede çalışmaya devam ederse kömür ithalatı maliyeti 2021 yılında yaklaşık 5 milyar ABD dolarına ulaşarak yeni bir rekor kırabilir ve bunun 3 milyar dolarlık kısmının elektrik üretimi için harcanacağı tahmin ediliyor. Türkiye daha az maliyetli yeşil enerji alternatiflerine yönelerek, milyarlarca dolarlık kömür ithalatını ve maruz kalacağı potansiyel sınırda karbon vergilerini büyük ölçüde düşürebilir.
Geçmişten Bugüne Maliyetler
Rüzgar ve güneş santrali maliyetleri hızla azalırken kömür hızla pahalanıyor
Türkiye’de ithal kömürle çalışan termik santrallerin kurulu gücü 9 GW ile ülkedeki toplam kömür enerjisi kapasitesinin %45’ini oluşturuyor. Ancak Türkiye’nin ithal kömüre bağımlılığı nispeten yeni. 2010 yılında elektrik enerjisinin sadece %7’si ithal kömürden üretilirken; o dönemden bugüne elektrik talebindeki %50 artışın büyük kısmı, 2020’de elektrik üretimindeki payı %21’ye yükselen ithal kömür ile karşılandı. Ancak ithal kömüre bel bağlamanın bir bedeli de oldu. Kömür fiyatı 2018’de bundan bir önceki zirve seviyesine ulaştığında, kömür ithalatı yıllık 4,7 milyar dolara çıkmıştı ve bunun yaklaşık 2,85 milyar ABD dolarlık kısmının elektrik üretimi için ithal edilen kömüre harcandığı tahmin ediliyor. Bu durum 2014-2018 arasında yedi kattan fazla bir artış anlamına geliyor, öyle ki 2014’te elektrik üretimi için ithal edilen kömürün tahmini maliyeti 400 milyon ABD dolarıydı. Türkiye’de, 2021’in ilk yarısında kömür santrallerine 9,5 milyon ton taş kömürü teslim edildi, bu miktar 2018’in aynı dönemindeki değerlere yakın. Mevcut kömür fiyatları dikkate alındığında, eğer ithal kömür santralleri yüksek kapasitede çalışmaya devam ederse kömür ithalatı maliyeti 2021 yılında yaklaşık 5 milyar ABD dolarına ulaşarak yeni bir rekor kırabilir ve bunun 3 milyar dolarlık kısmının elektrik üretimi için harcanacağı tahmin ediliyor.
Maliyetlerde Dönüm Noktası
Rüzgar ve güneş ithal kömürden ucuz hale geldi
Sonuç
En kolay hedef ithal kömüre veda etmek
Türkiye’nin enerji dönüşümünde hem maliyeti, hem her yıl milyarlarca dolar ithalata yol açması, hem de en kirletici elektrik üretim kaynağı olması nedeniyle en kolay geride bırakacağı engel ithal kömürdür. Güneş enerjisi ithal kömürün yerini alabilir, ancak birtakım engellerin kaldırılması gerekmektedir.
Türkiye’nin, elektrik üretiminde ithal fosil kaynaklardan yerli alternatiflere geçmesinin çok yönlü faydaları olacaktır. Böyle bir dönüşüm, sadece ithalat faturalarını azaltmakla kalmaz, aynı zamanda elektrik üretiminin karbon yoğunluğunu da azaltır. AB’nin Türkiye’den ithal ettiği mallardan kaynaklanan, dolaylı emisyonları da kapsayan bir sınırda karbon vergisinin uygulaması, 2030 yılına kadar Türkiye’nin GSYİH’sının %2,7 ila 3,6’sı kadar ekonomik kayba neden olacağı hesaplanmaktadır. İthal kömürden rüzgâr ve güneşe geçiş, ekonomik açıdan daha elverişli olmasının ve büyük miktarda paranın Türkiye’de kalmasını sağlayacak olmasının yanı sıra, hava kirliliğini de azaltacaktır. Türkiye’de ithal kömürle çalışan bazı santraller, çok eski olmamalarına rağmen Avrupa’daki tüm kömür santralleri arasında hava kirliliği açısından üst sıralarda yer almaktadır.
İthal kömürden rüzgâr ve güneşe geçiş, Türkiye’nin elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasına dayanan ulusal enerji stratejisine de uygundur. YEKDEM garantisinin, son zamanlarda enerji dönüşümünü hızlandırdığı bir gerçek, öyle ki rüzgâr ve güneşin elektrik üretimindeki payı %13’e ulaştı. Ancak, şimdi Türkiye, son yıllardaki kadar cömert yenilenebilir enerji teşviklerinin sağlanmayacağı yeni bir döneme giriyor. Bu yeni dönemin kaderi, Türkiye’nin ithalat faturasını azaltma konusundaki kararlılığına da bağlı olacak.